xn--ilminiartr-5ub

İlmi Forum



Burada İlim içerikli yazılar bulunmaktadır.

İlmi Forum - Rum Elçisi ve Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)

Burdasın:
İlmi Forum => Menkıbeler => Rum Elçisi ve Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)

<-Geri

 1 

Devam->


İlmini Artır
(şimdiye kadar 22 posta)
01.09.2022 06:16 (UTC)[alıntı yap]
Rum Elçisi ve Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)
Kıssa
Rum kralı Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)a elbise ve cübbe gibi birtakım hediyeler gönderdi.
Hediyeleri getiren elçi Medine’ye girdiği zaman, karşılaştığı kimselere söyle sordu:

-Halifenin evi ve sarayı nerede?
-Onun, senin zannettiğin gibi büyük bir evi yok, küçücük bir evi var, diyerek Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)ın evini gösterdiler. Elçi evin yanına geldi. Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)ın küçük ve basit bir evinin olduğunu gördü. Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh) o sırada evde yoktu. Elçiye şöyle dediler:

– “O, kendisinin ve Müslümanların birtakım ihtiyaçlarını görmek için çarşıya gitti.”
Elçi Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)ı aramaya çıktı, onu bir duvarın gölgesinde uyurken buldu. Zırhını da başının altına yastık olarak koymuştu. Elçi Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)ı öyle görünce şöyle dedi:
– “Sen adil oldun; adil olduğun içinde (tehlike ve suikastlardan) güven içerisinde oldun ve istediğin yerde rahat bir şekilde uyuyabiliyorsun. Bizim yöneticilerimiz ise, zulmettiler; bu yüzden de kendilerini korumak için kalelere ve ordulara ihtiyaç duyuyorlar.”[1]

Alınacak Hisse
Bütün imkânlar ellerinde olduğu, ganimet malları oluk oluk aktığı, hazine ağzına kadar dolup taştığı halde dünyayı elleriyle bir kenara itmişler, mütevâzı bir yaşam sürmüşlerdir. Onlar, bütün zevklerini âhirete saklamışlardır. Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh) şöyle buyurmuştur: “İsteseydim ben de yağlı lokmalar yerdim. Ancak ben lezzetlerimi âhirete saklıyorum” Onlar, âhirette kendilerine şöyle denilmesinden korkmuşlardır: “Dünyadaki hayatınızda güzelliklerinizi bitirdiniz, onların zevkini sürdünüz.”[2]

Demek ki, insan elindeki imkânlar ne kadar fazla olursa olsun, lükse ve israfa kaçmayacak, mütevazi yasayacaktır.

Hazret-i Ömer (Radıyallâhu Anh)a bu heybeti veren takvası idi. Takva; yapıldığı ve terk edildiği zaman günaha sebep olan her davranıştan kaçınmak, uzak durmaktır. Yapıldığı zaman günaha sebep olan şeyler, Allah’ın yapılmasını yasak ettiği şeylerdir. Terk edildiği zaman günaha sebep olan şeyler, Allah Teâlâ’nın yapılmasını emrettiği şeylerdir.

Büyüklerden birisi takvâyı söyle tarif etmiştir: “Takvâ; dünyada nefsi, âhirette kişinin zarara düşmesine sebep olacak her şeyden korumaktır.” Yani âhirette ne zararına sebep olacak, onu yapmamaktır. Demek ki yönetici konumunda olan kimse adil olacaktır. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet günü Allah Teâlâ yedi sınıf kimseyi arşının gölgesinde barındıracaktır”[3] buyurmuş ve bu yedi sınıftan biri olarak âdil devlet başkanını zikretmiştir.

Ancak unutulmaması lazımdır ki adalet sadece yöneticiler için geçerli değildir. Cemiyetin her bir ferdinin âdil olması gerekir. Bu hususta da Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.”[4]

Dipnotlar

[1] İsmâil Hakkı Bursevî, Rûhü’l-Beyân, 2/229.
[2] Ahkâf Sûresi, 20.
[3] Buhârî, Ezân, 660.
[4] Buhârî, Cuma, 11.

Kaynak:https://www.ismailaga.org.tr/ruhul-beyan-tefsirinden-kissalar-rum-elcisi-ve-hazret-i-omer-radiyallahu-anh

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 21
Bütün postalar: 23
Bütün kullanıcılar: 1
...İLMİNİ ARTIR...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol